Yeni bir güne ve size merhaba sevgili okurlarım. Bazen gün bitiyor ve fark ediyoruz ki, kendimize hiç zaman ayırmamışız. Sabah kalk, işe git, işler, toplantılar, çocuklar, ev… Koşuşturmanın içinde kendi nefesimize bile yer bırakmamışız. Peki, zaman gerçekten bizim mi, yoksa hayat bizi mi yönetiyor?
Kadın olmak, birçok rolü aynı anda üstlenmek demek. Ama unutmayalım, her rolü oynarken enerjimizi yenilemek için kendi alanımızı yaratmak şart. Bu alan, büyük olmak zorunda değil; birkaç dakikalık sessizlik, kahve molası, kısa bir yürüyüş, sevdiğimiz bir müzik parçası… İşte zamanın içindeki küçük boşluklar, ruhumuzun nefes aldığı anlar.
Küçük tüyolar: Gününüzü planlarken “ben zamanı”na mutlaka yer açın.Sabah ilk 10 dakikanızı sadece kendinize ayırın; nefes alın, zihninizi toplayın.Gün içinde kısa aralar verin, ekranı bırakın ve sadece oturun.Akşamları birkaç dakika günlük tutun, hislerinizi yazın; kendinize hesap verin değil, kendinize hatırlatın.
Bence zaman: Bir nehir gibi akar; durduramazsınız, ama yönlendirebilir ve içinde yüzebilirsiniz. Kadın da öyle. Kendine ayırdığı zaman, nehirdeki küçük adacıklar gibi, ruhunu dinlendiren güvenli limanlardır.
Bugün kendinize sorun: “Bugün kendi zamanımı gerçekten yaratabildim mi?” Küçük bir evet bile, ruhunuza büyük bir armağandır.
Unutmayın, zaman sadece iş ve görevler için verilmiş bir ölçü değil; aynı zamanda kendimizi keşfetmek, beslemek ve büyütmek için bir fırsattır.
Bir sonraki yazımda buluşmak üzere… Kendinize zaman ayırmayı unutmayın. 💐