Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, Belediye binasında düzenlenen encümen toplantısı öncesinde gazetecilere gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Özçelik, eski Belediye başkanı Adem Murat Yücel’in ardından Alanya Belediyesi’nin 2 milyar liranın üzerinde borcu olduğunu ve aylık 70 milyon lira açığı olduğunu söyledi. Yeni yönetim binası inşaatı ve geçmiş yönetimden kalan borçları ödeyebilmek için Belediye’ye ait bazı taşınmazları istemesem de satmak zorunda kalacağım diyen Özçelik “Yer satımıyla ilgili bir karar çıkmadı. Sadece 2 tane yer gelecek. Onlar 10 liralık yer satacaktı ben 4 liralık yer satacağım” dedi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başkan Özçelik’in açıklamalarından satır başları şu şekilde;
‘’Alanya’da 500 Bin Metrekarenin Üzerinde Kaçak Yapı Var’’
Kaçak yapılar ile ilgili sorulan soruya rakamlarla cevap veren başkan Özçelik şunları kaydetti: ‘’ 1 Şubat’ta seçimle ilgili propagandamı başlattım. Propagandanın çeşitli dönemlerinde çeşitli yerlerde söylediğim şu oldu. Ben seçilirsem, 1 Nisan’dan öncesi ve sonrası, 1 Nisan’dan sonrasında mümkün olduğunca ve yetişebildiğimiz ölçüde kaçak yolla mücadele edeceğimizi, kaçak stok oluşturmayacağınızı ve bunların imkanların el verdiği ölçüde yıkılacağını ve cezalandırılacağını çeşitli defalarda söyledim. Göreve başladığımız günden itibaren de bunu uyguluyoruz, uygulamaya da devam edeceğiz. Geçmişi bırakacak mıyız? Hayır. Bununla ilgili de arkadaşlarımız çalışmalara devam ediyorlar. Öncesinde yapılan çok sayıda işlem var. Özellikle seçime yaklaştığımız dönemlerde maalesef halkımız bunu bir fırsat bilip buna devam etmişler, ettiler. Bunları da geriye dönük şekilde şu anda ölçümlemelerini, tespitlerini yapıyoruz ve onların da geriye dönük uygulamalarını aynı bu şekilde yapacağız. Birinci önceliğim yeni kaçak stoğu oluşturmamak. Çünkü en son aldığım rakamlara göre Alanya’da 500 bin metrekarenin üzerinde kaçak yapı varmış. Yani bugün hep beraber yola çıksak biz 500 bin metrekareyi yıkmamız, eski haline getirmemiz, düzeltmemiz bayağı bir zaman alır. Ama onları da bırakacağız anlamına geliyor mu? Özellikle son dönemde yapılıp geriye doğru ilgili çalışmalar devam edecek” dedi.
‘’Dinkteki Konteynırlara Dur Demeseydik 6 Sonra Bizim Tören Alanımıza Kadar Gelecekti’’
Basın mensupları tarafından kendisine yöneltilen, Dinek Mahallesi’nde paraşüt bilet satış ofislerinin yıkıldığını ancak bir büfenin yıkılmadığına yönelik iddialar bulunduğu ile ilgili soruyu cevaplayan Başkan Özçelik “Sormadan, dinlemeden, öğrenmeden, neden yapıldığını bilmeden. A, B, C arkadaşlarımız çeşitli beyanatlar veriyor, çeşitli videolar çekiyor. Oranın aslı şudur. Özçelik’in seçim sürecinde vatandaşına vaat ettiği şeylerden birisi de Alanya’ya huzuru getirmek. Huzur içerisinde kamu kurumlarının çalışmasıyla vatandaşın yaşamasını sağlamak. Bunun çerçevesinde andığınız bölgede başlangıçta 2 tane konteyner konulmuş. Sonrasında 6-7 tane daha konteynır konulmuş. Etti 9. Biz geldik 2 tane daha konuluyordu. Dur dedik, etti 11. Orada yine yanlış bilmiyorsam 30’un üzerinde işletmeci diyelim. Bu böyle devam etseydi sanıyorum 6 ay içinde oradaki konteynerler bizim tören alanımıza kadar gelecekti. Bunun sonucu aynı İskele ‘deki huzursuzluğa gidecek. Bir gün orada birileri kavga edecek, huzursuzluk çıkaracak. Haklıyı, haksızı aramaya gerek yok. Biz ulusal basında meşhur olacağız. Ben böyle bir şeye müsaade etmem.
‘’Kaçak Yapılar Milli Emlak’ın Bize Yazdığı Yazı Çerçevesinde Kaldırıldı’’
Bahse konu olan yerdeki 2 yapı, benim müsaade etmem dediğim çerçevede kaldırıldı. Diğer kalanlar da Milli Emlak’ın bize yazdığı yazı çerçevesinde kaldırıldı. Bizim orayla ilgili planımız var. Bizim derdimiz oradaki insanları açıkta bırakmak değil. Rüzgarın, yağmurun altında bırakmak değil. Belediyenin öyle bir misyonu yok. Kentsel tasarım bölümüzün orası ile ilgili çalıştığı bir proje var. Bugün, yarın da bitecek. Biz oraya derli toplu sayısını şu an ben de bilmiyorum. 10-15 olur, sayısını bilmiyorum. Ama ihtiyaçla ilgili arkadaşlarımız bir de o bölgenin Milli Emlak tarafından koordinatları verilmiş. O koordinatların içerisinde belediyemizin kullanabileceği yerler var. O yerlerin bize verdiği izin çerçevesinde biz oraya o arkadaşlarımızın kullanabileceği masasını atıp, deskini oraya koyup bütün işlerini görebileceği yerleri biz yapacağız. Ama biz yaptığımızda tertip, düzen olacak, bizim kontrolümüzde olacak. Oraya zabıtayı, duşunu, tuvaletini de koyacağız. Hiçbir şey yok orada. İnsanlar denize gidiyor, kenara köşeye gidiyor, çalılık arıyor. Biz bunları yaparken Milli Emlak’tan bize bir yazı geldi. Biz o yazının gereğini yerine getirdik. Yarın gelse gene yerine getiririm.
‘’Alanya’nın Kalitesini Düşürecek, Gecekondu Şekline Getirecek Hiçbir Yere İzin Vermeyeceğim’’
Benim burada eleştirdiğim şey şudur. Sormadan, öğrenmeden, bilgi sahibi olmadan veryansın edilmesidir. Söylüyorum. Yarın koymaya kalkarsa birisi yarın yine kaldırırım. Ben seçimin o propaganda sürecinde de söyledim. Arkadaşlar ben belediye başkanı seçilirsem bu tür Alanya’nın kalitesini düşürecek, gecekondu şekline getirecek, derme çatma yerleri yapacak olursanız bunların hiçbirine izin vermeyeceğim diye söyledim. Farklı bir şey yaptığım yok. Kimsenin bilmediği bir şey de yapmıyorum. Orayla ilgili söylediğim şey şudur. Yeni bir iskele bölgesi gibi kavgalı, dönüşlü bir alan yaratmamak. Orası tertipli, düzenli, güzel bir şekle gelecek. Ama bu süre 6 ay mı alacak? Hayır. Şu anda arkadaşlarımız çalışıyor. Oradaki hak sahipleri de bundan yararlanacak. Şu andaki sayı 30 kişi. Bunda bir sınırlama da yok. Bugün 30, yarın 60 olursa ne yapacağız? Tören yaptığımız Atatürk heykelini geçsin Gazipaşa’ya mı dayanalım?” diye konuştu.
‘’29 Adet Portakal Büfe Olması Lazım, Bir Baktık Bu Sayı 38’e Çıkmış’’
Ben hiçbir şeyi ezbere yapmıyorum. Alanya Belediyesinde var olan bütün kiralanmış, kiraya verdiğimiz, ihaleye çıkardığımız, kendi kiraladığımız, mülkümüz olan olmayan bu tür kiraya konu yerlerle ilgili raporlar istedim. Raporların içerisinde portakal büfe de vardı. 29 tane bizim portakal büfe olması lazım ama sayı 38 çıktı. Bunlar nereden geldi? Arkasını ararsak çok şey çıkartırız. O benim işim değil. Benim işim kanunsuz, uygulamasız, ihalesiz verilmiş bu 7-8-9 tane büfenin oradan alınması. Tamamı değil. Tamamı ile ilgili de şunu söyleyeyim. Şimdi biz o 9’u ya da 8’i aldık onu kaldırdık.
‘’Ben Şu Anda Sızlanma Makamında Değilim’’
Diğerleriyle ilgili söyleyeyim. Bir tane büfemiz arkasına betonu atmış, tabure, sandalye koymuş, arkada büfe hizmeti veriyor. Yanına dondurma dolabı, mısır dolabı, meşrubat dolabı, su dolabı koymuş. Toplam 6 metrekare alanı 36 metrekare yapmış. Buna da bir şekilde izin verilmiş. Onları da sorgulamıyorum. Çünkü ben şu anda sızlanma makamında değilim. O arkadaşlarımızın tamamına şu anda yapılacak olan işlemi söylüyorum. O arkadaşlarımıza ceza uygulaması yapmayacağız. Biz oralara gideceğiz, tespitlerimizi yapacağız. Sanıyorum ya yarın ya da öbür gün. Oralarla ilgili küçük bir iki tane ilave bir şey yapma ihtimalimiz var ama o şekilsizliği, arkadaki betonların üzerine atılmış o tabureleri, masaları ve sahilleri kaldırıp oraya bir şekil şemal getirip kısacası onun da disiplinini eski haline getireceğiz. Kaldırılma mevzusu tüm büfelerin kaldırılması değil. Yasal olmayan 7, 8, 9 kaç tane ise o büfelerin yerinden kaldırılması. Bununla ilgili de vatandaşlarımız bize şöyle şöyle diyor ben de getirin makbuzunu iade edelim paranızı diyorum ama şu ana kadar getiren olmadı.
“Yetkiyi Aldığım An İskeleye Huzur Gelecek”
“İskele bölgesinin balıkçılar barınağının işletme hakkı balıkçılar kooperatifinde. Yasalara göre de oranın ihalesine Balıkçılar Kooperatifi girebiliyor. Görüşmelerimiz devam ediyor. Yasal olarak onlar alabileceği için onlar girecekler ihaleye. Ama tek başlarına oranın disiplinini sağlayamayacaklarını kendileri de söylüyorlar. Bununla ilgili kaymakamlık makamı, biz ve kooperatif görüşmeleri sürdürüyoruz. Bir noktanın içerisinde belediyemizi buraya dahil etmemiz lazım ki disiplini biz burada uygulayabilelim. Bununla ilgili görüşmeler devam ediyor. Görüşmelerle belediyeye o yetkiyi aldığım andan itibaren iskelede artık huzur yerine gelecektir. İnşallah bu arada da bir şey olmaz. Olacağını da düşünmüyorum. Arkadaşlarımızla bu konuda da istişare ediyoruz herkesin dikkatli olması konusunda. Çünkü çıktık mı ulusal basına çıkıyoruz. Çıktık mı önce size çıkıyoruz, arkasından ulusala çıkıyoruz ve Alanya’nın itibarını aşağıya doğru çekiyoruz.”