Gündem

Yargıtay’dan Sosyal Medya Kararı: Başkasının Fotoğrafını Paylaşmak Suç

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sosyal medyada izinsiz fotoğraf paylaşımıyla ilgili emsal bir karara imza attı. Herkese açık hesaplardan alınan fotoğrafları rıza olmadan paylaşan sanık hakkında verilen beraat kararı bozuldu. Eylemin, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 136. maddesindeki “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçu kapsamına girdiği belirtildi.

YEREL MAHKEMEDEN HAPİS, İSTİNAFTAN BERAAT

Olay, “men.dakka.dukka” rumuzlu bir Instagram kullanıcısının, gizli olmayan sosyal medya hesaplarından aldığı fotoğrafları kendi hesabında paylaşmasıyla başladı. Şikayet üzerine sanık hakkında dava açıldı. Yerel mahkeme, sanığa “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Ancak Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, fotoğrafların herkese açık hesaplardan alınması nedeniyle eylemin suç teşkil etmediğine hükmederek beraat kararı verdi.

YARGITAY’DAN EMSAL NİTELİKTE BOZMA

Şikayetçilerin itirazı üzerine dosya Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, istinaf mahkemesinin beraat kararını bozdu. Kararda, kişisel verilerin izinsiz paylaşılmasının TCK’nin 136. maddesi kapsamında suç olduğu vurgulandı. Herkes tarafından bilinen veya kolayca erişilebilir bilgilerin de kişisel veri sayıldığı ifade edilerek, bu tür verilerin izinsiz paylaşılmasının suç teşkil ettiği belirtildi. Kararda, “Kişisel verilerin, üzerinde yazılı olduğu belgeden alınması ya da başka bir nesne üzerine kaydedilerek kullanılabilir hale getirilmesi, verileri ele geçirme kapsamındadır” denildi.

KARARIN DETAYLARI

Yargıtay, sanığın şikayetçilerin rızası olmadan yaptığı paylaşımların suç oluşturduğuna hükmetti. Kararda, “Sanık hakkında zincirleme şekilde verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır” ifadelerine yer verildi. Bu karar, sosyal medyada izinsiz içerik paylaşımıyla ilgili tartışmalara yeni bir boyut kazandırırken, kişisel verilerin korunması konusunda önemli bir emsal oluşturdu.