Yapay Zekanın Seçimlere Etkisi ve Etik Sınırlar

Yapay Zeka ve teknolojileri yakından izlenmeli. Yapay zeka, demokrasiler açısından hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor.

Yapay zeka (AI) teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte, siyasi kampanyalar ve seçim süreçlerinde bu sistemlerin kullanımı da giderek yaygınlaşıyor. Ancak AI’ın sağladığı avantajlar kadar sakıncaları da var. Bu bağlamda, yapay zeka demokrasileri nasıl etkiliyor? İşte dünyadan çarpıcı örnekler…

Veri analitiği ve mikro hedefleme

2016 ABD başkanlık seçimlerinde, her iki taraf da veri analitiği ve mikro hedefleme tekniklerini yoğun şekilde kullanmıştır. Örneğin, Cambridge Analytica skandalı, seçmenlerin psikolojik profillerinin nasıl oluşturulduğunu ve bunların kişiselleştirilmiş reklamlarda nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi. Aynı zamanda veri analitiği, araştırmacılara dezenformasyonun izlerini ortaya çıkaran kalıpları da ortaya çıkarma imkanı kazandırmaktadır.

Deepfake manipülasyonları

Deepfake manipülasyonları, seçimleri etkilemek ve demokratik kurumları zayıflatmak gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Mesela, Ocak 2024’te, önseçim seçmenleri, ABD Başkanı Joe Biden’ın deepfake sesi kullanılarak yapılan bir robocall ile hedef alındı. Mesajı gönderenler tarafından, seçmenlere sandığa gitmemeleri ve oylarını Kasım seçimleri için saklamaları çağrısı yapıldı. Benzer dezenformasyon vakalarına son yıllarda pek çok ülkede rastlanmıştır. Hindistan, Endonezya ve Malezya’daki seçimlerde de deepfake videolar bir çok tartışmalar yarattı.

Otomasyon ve sayım güvenliği

Estonya, nüfus ve seçmen kayıtlarını dijitalleştiren ilk ülkelerden biriydi. 2005’ten bu yana e-oylama sistemini uygulayan Estonya, blokzincir tabanlı bir güvenlik alt yapısı kurmayı hedefliyor. Bununla paralel olarak, pek çok ülkede oy sayım süreçlerinin AI destekli video sistemleriyle denetlenmesi de gündeme geldi. Ancak siber saldırılar bir risk oluşturmaya devam ediyor.

Etik sınırlar ve düzenlemeler

Yapay zekanın seçimlere etkileri üzerine dünyada ciddi tartışmalar var. Birleşmiş Milletler, 21 Mart 2024 tarihinde yapay zeka teknolojisinin kullanımına yönelik kapsamlı bir karar aldı. 13 Mart 2024 tarihinde, Avrupa Parlamentosu (AP), dünyanın ilk yapay zeka yasasını onayladı. Bir taraftan ifade ve fikir özgürlüğü tehlikeye girebilirken, diğer taraftan da dezenformasyon riski göz ardı edilemez.
Dolayısıyla, demokrasiler için yapay zekanın seçimlere entegrasyonu hem fırsatlar hem de riskler içerir. Şeffaflık, denetim ve etik ilkeleri öne çıkarmalıyız. Aksi halde, yapay zekanın kötüye kullanılması insan haklarına ve demokratik değerlere zarar verebilir. Yetkililerin ve kamuoyunun bu teknolojiyi yakından izlemesi ve olası kötüye kullanımları önlemesi gerekmektedir. Çünkü seçimler, demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olup korunması gerekir.