Son yıllarda Türkiye’de artan enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücünün düşmesi, özellikle asgari ücretle ya da günlük yevmiyeyle geçinen meslek gruplarını zor durumda bırakıyor. Motosikletli kuryeler, pandemi dönemiyle birlikte artan talebe rağmen düşük ücretler, uzun çalışma saatleri ve güvencesiz koşullarla mücadele ediyor. Kuryenin, “Bu ülkede kimse ölmeden ölmez ama açlıktan ölmek için dua eder,” sözleri, ekonomik koşulların çaresizlik noktasına ulaştığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 verilerine göre, yıllık enflasyon oranı %70’in üzerine çıkarken, gıda ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat artışları halkın geçim mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Bağımsız araştırmalar, bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gereken asgari gelirin, resmi asgari ücretin iki katına yaklaştığını gösteriyor. Bu durum, kuryeler gibi esnek ve güvencesiz işlerde çalışanlar için hayatta kalma mücadelesini adeta bir çıkmaza dönüştürüyor.
ÇÖZÜM ARAYIŞLARI VE TOPLUMSAL TEPKİ
Ekonomik kriz, sadece kuryeleri değil, toplumun geniş kesimlerini etkiliyor. Sosyal medyada kuryenin sözleri kısa sürede viral olurken, birçok kullanıcı kendi hikayelerini paylaşarak dayanışma mesajları yayınladı. Uzmanlar, ekonomik sorunlara çözüm olarak asgari ücretin enflasyona endeksli bir şekilde artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Ancak, kısa vadede bu sorunlara yönelik somut adımların atılmaması, toplumdaki huzursuzluğu artırıyor.
