Çöpleri karıştıran ve çöp konteynerlarından geçimini sağlayanlar, çöp içinde bırakıyor sokakları. Evlerden çöp konteynerlarına atılan çöp torbalarını yırtarak çöplerin kokması, sularının akması, sıcak havalarda sekizinci kata kadar çıkan kokulara sebep oluyor.
Çözüm gayet basit aslında.
Denizli’de bu iş çözülmüş. Belediye evlere 1 siyah, 1 mavi torba dağıtıyor. Üstelik ücretsiz. Bu torbalardan mavi olanına evlerdeki plastik, cam, kağıt vs. atılıyor, siyah olanına ise mutfaktan çıkan günlük evsel atıklar. Mavi olanları her mahallede her hafta belli bir düzen içinde araçlar gelip topluyor. Siyah olanını zaten çöpe günlük atıyorsunuz.
Böylece çöpleri karıştıranlar, asla siyah torbalara zarar vermiyor, yırtmıyor, sularını akıtmıyor; çünkü biliyorlar ki içinde sadece evsel atık var. Mavi torbalara da asla dokunamıyor bu sokaktaki kağıt toplayıcıları, çünkü zabıta göz açtırmıyor.
Belediyeler, ihale ile belediye sınırları içinde geri dönüşüm konusunda gerekli düzenlemeyi neden yapmıyor acaba?
Üstelik kanun gayet açık.
Zabıta araçlarının gözü önünde çöpleri karıştırıp plastik, teneke kutu, kağıt vs. toplayanları görmemeleri imkansız. Neden göz yumuluyor? Aklıma çöp kokusundan başka kokular da gelmiyor desem yalan olmaz sanırım.
Üstelik; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın düzenlemesine göre sokakta atık kağıtları toplayan insanlardan kağıt alan geri dönüşüm şirketleri 140 bin TL cezaya çarptırılacak. Sokakta kağıt toplayanlar, kağıdı sattığı takdirde 20 bin TL ceza alacaklar…
Oysa belediyeler yapacakları bu ihaleler sayesinde hem gelir sahibi olacaklar, hem de geri dönüşüm atıkları, aydın ve çağdaş İzmirliler için, daha temiz bir İzmir demek değil mi? Geri dönüşüm evden başlayacak ve “küresel ısınma”, “susuzluk” gibi konularda zaten sınıfta kalmış İzmirli politikacılar en azından “dünyamız” için bir şeylerin başlamasına, gelecek nesillere daha temiz bir İzmir bırakacaklarını da göstermiş olacaklardır.
Alsancak başta olmak üzere, her ilçede kağıt toplayanları her birimiz görürüz. Trafik sıkışıklığından tutun da, çevreye verdikleri görüntü kirliliğine kadar, yırttıkları çöp torbalarının sularının kokmasından, çevreye saçarak karıştırdıkları çöplerin konteynırlarının dışına attıklarına kadar, göz yumulan bu duruma kimler izin veriyor. Yasalar açık değil mi?
Belediyelere düşen görev ve sorumlulukların başında çevre temizliği geliyor. Çöplerin toplanması ve bertaraf edilmesi de belediyenin görev ve sorumluluk alanları arasında. Ama sokaklarda çöp toplayanların yarattığı sorunları İzmir’in en üst seviyesinde olan zatı muhteremler ne zaman konunun çözümü için işbirliği yapacak acaba?
Yaz geliyor ve çöp suları kokmaya başlayacak yeniden. Bir an önce bu konunun gündeme gelmesi ve ilgili her birimin konuyla alakalı gerekli adımları bir an önce atması gerekiyor.
İzmir’de devletin en üst kademesinde bulunan İzmir Valiliği, İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve tüm merkez ilçe belediyelerinin bir an önce bu konuda bir araya gelerek çözüm üretmesi gerekiyor.
Sadece çözüm ceza yazmak, yasaklamak olmamalı elbette. Evlerine ekmek götürmeye çalışan bu çekçek arabalarla çöp karıştıranları da işe alarak, istihdam da sağlanmış olacaktır. Bir çoğu asgari ücretin altında para kazanan bu toplayıcılar, ne devlete, ne de belediyeye yük olmayacaktır.
İzmir’i bu kadar düşünen belediyelerin, bu yazıya cevaplarının gecikmemesi için herkesin bu yazımızı paylaşmasını rica ediyoruz.
Daha çağdaş, daha temiz bir İzmir için katkılarınızı bekliyoruz…