Dünya

Erdoğan-Macron Buluşması Yunanistan’da "Diplomatik Sarsıntı" Yarattı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u “değerli dost” olarak tanımlaması ve Eylül ayında New York’taki BM Zirvesi’nde bir araya geleceklerini duyurması, Yunanistan’da geniş yankı buldu.

“YENİ BİR SAYFA MI, BİZ SADECE RAFALE İLE KALDIK”


Thess Today, ikili diplomatik gelişmeleri “Türkiye ve Fransa, eski defterleri kapatıp savunma sanayi iş birliği için yeni bir sayfa açıyor” sözleriyle yorumladı. Haberde, “Elimizde sadece Rafale uçakları kaldı. Türkiye sahada kazanırken biz masa başında oyalandık” değerlendirmesi özellikle öne çıktı.

“KIBRIS BİLE BİZDEN UZAKLAŞABİLİR”


Yunan basını, Türkiye’nin Rusya–Ukrayna savaşında arabuluculuğa soyunan, Gazze’de insani değerleri savunan ve Avrupa’yla aktif diyalog yürüten küresel bir aktör haline geldiğini yazdı; Atina’nın ise “başkalarının açıklamalarını takip eden bir ülke” konumuna düştüğü eleştirisi yapıldı. “Eğer böyle sürerse Kıbrıs bile bize sırtını dönebilir, Paris ve Ankara hattına kayabilir” ifadeleri dikkat çekti.

TÜRKİYE-FRANSA HATTINDA SAVUNMA SANAYİ İŞ BİRLİĞİ


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron ile yaptığı telefon görüşmesinde Rusya–Ukrayna barış sürecinden Gazze’deki insani krize kadar pek çok konuyu ele aldıklarını açıkladı. Erdoğan, “Değerli dostum Macron’la savunma sanayii başta olmak üzere Türkiye ile Fransa arasındaki işbirliğini geliştirme konusunda mutabık kaldık” dedi.

ATİNA, NATO ZİRVESİ’NDE ‘YALNIZ' KALMIŞTI


Haziran ayında düzenlenen NATO Zirvesi sırasında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, liderler arasında yalnız kalmasıyla gündeme gelmişti. Birçok karede ABD Başkanı Donald Trump tarafından adeta dışlanması ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile yakın temas kuramaması, Yunan kamuoyunda “NATO’da yalnız bırakıldık” yorumlarına neden olmuştu. Sosyal medyada ise Miçotakis’e “figüran” yakıştırmaları yapıldı.

TÜRKİYE’NİN ETKİN DIŞI POLİTİKASI, ATİNA’YA GÖLGELER DÜŞÜRÜYOR


Yunanistan’daki bu diplomatik yalnızlık söylemleri, Türkiye’nin sahadaki aktif diplomasisiyle kıyaslandığında daha da belirginleşti. Erdoğan’ın Avrupa ve bölgesel aktörlerle kurduğu temaslar, Türkiye’nin artan jeopolitik rolünü vurgularken; Atina’nın eksik hamleleri medya eleştirilerinde sert şekilde yer buldu.