Ben yalnızca görme engelli bir kişiyim.
- Sesinizi yükseltmenize ya da çocukmuşuz gibi davranmanıza gerek yok.
- “Görmek” gibi sözcükleri kullanmaktan kaçınmayın. “Sizi gördüğüme sevindim.” gibi cümleleri biz de kullanmayı seviyoruz.
- Bir şey isteyip istemediğimizi yanımızda bulunan kişiye sormayın. Bizzat bize sorun. “Ne içmek ister?” yerine “Ne içmek istersiniz?” şeklinde.
- Bağımsız bir şekilde yürümek için beyaz baston, rehber köpek ya da kolunuza girmeyi rica edebiliriz. Lütfen kolumuza sarılmayın, izin verin biz sizin kolunuza girelim. Sadece önümüze çıkan engelleri sezebilmemiz için sizden bir adım geride yürümemiz yeterli olacaktır.
- Bizim için yapılan sarı şeridin üzerine aracınızı park etmeyin. O yolun bizim için ne kadar önemli olduğu düşünün…
- Ağaçların bulunduğu kaldırımlarda, ağaç gövdelerinin etrafını geniş çemberlerle çevirin ki kendimizi ağaca çarpmış bir şekilde canımız acıyarak bulmayalım.
- Kaç trafik ışığında sesli sinyalizasyon var? Hiç düşündünüz mü? Bizler için en azından trafiğin yoğun olduğu yerlere takılması gerekmez mi?
- Karşıdan karşıya geçerken elimizde bastonu görmenize rağmen neden kornaya basma ihtiyacı duyuyorsunuz? Sizin kadar hızlı yürüyemeyiz çünkü güvenli adım atamıyoruz.
- Sizce belediye otobüslerinde hangi durakta olduğumuzu söyleyen sistemler mevcut mu? Bizim için anons sistemi yapılması gerekir ki bağımsız yaşama bir adım daha atabilelim.
- Bütün kamu binalarının tüm engelli bireylerin ulaşabileceği şekilde düzenlenmesi gerekmez mi? Bizler için en basiti asansörlerdeki kat tuşlarının üzerine kabartma yazı ile rakamları belirtmeniz çok güzel olmaz mı?
- Eğitim konusuna değinelim mi? Türkiye’de TURGED’e göre 16 tane görme engelli ilkokul var biliyor musunuz? Peki bizim lise ve üniversiteye gitme durumumuz nasıl mı oluyor? Kaynaştırma yöntemiyle lise ve üniversitelere yerleştirilebiliyoruz. Tabii ki fazlasını beklemek değil düşüncemiz, bizim için de “Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri” mevcut. Lise ve üniversitede bize ayrı bir eğitim oluşturmak masraflı olur, bunu biliyoruz. Ancak hepimiz doyasıya okuyabilmek istiyoruz.
Şimdi biraz da olsa derdimizi paylaşabildik mi? Kendi ayaklarımızın üzerinde durabilmemiz sizin duyarlılığınıza bağlı, lütfen başınıza gelmeden kendinizi bizim yerimize koyun!..