BELİRTİLER HER ZAMAN AÇIK DEĞİL
Prof. Dr. Erdoğan, kalp krizi geçiren hastaların yüzde 50-70’inde kriz öncesi günlerde veya haftalarda bazı belirtilerin ortaya çıkabileceğini ifade etti.
Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve halsizlik gibi bulgular içeriyor. Ancak, hastaların yüzde 25-30’unda hiçbir ön belirti olmadan kalp krizi yaşanabiliyor. Özellikle diyabetik hastalarda ve yaşlılarda bu durum daha sık görülüyor. Erdoğan, “Yüzde 10-20 oranında hasta ise krizi sessiz geçiriyor. Bu tür vakalar genellikle EKG veya görüntüleme yöntemleriyle tesadüfen tespit ediliyor” dedi.
GECE UYKUDAN UYANDIRAN AĞRIYA DİKKAT
Kalp krizinin en yaygın belirtileri arasında eforla ortaya çıkan göğüs ağrısı, baskı hissi, nefes darlığı ve sırta, kola ya da çeneye yayılan ağrı yer alıyor.
Prof. Dr. Erdoğan, “Gece uykudan uyandıran göğüs rahatsızlığı, kalp krizinin habercisi olabilir. Kadınlarda ise mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi farklı belirtiler görülebiliyor” diye konuştu. Risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, sigara kullanımı, obezite ve aile öyküsünün bulunduğunu belirten Erdoğan, bu faktörlerin varlığında belirtiler olmasa dahi riskin yüksek olduğunu vurguladı.
PANDEMİ KALP SAĞLIĞINI VURDU
Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın en büyük nedenlerinden biri olarak koronavirüs salgını gösteriliyor.
Prof. Dr. Erdoğan, “Özellikle 25-44 yaş grubunda kalp krizi oranları yüzde 30 arttı. Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme ve obezite bu artışı tetikledi. Ayrıca rutin sağlık kontrollerinin aksatılması, erken tanı ve tedavide gecikmelere yol açtı” dedi. Genetik faktörler ve ailesel hiperkolesteroleminin de riski artırdığını belirten Erdoğan, erken tanının damar tıkanıklığını önleyerek kalp krizini engelleyebileceğini vurguladı. Erken müdahale ile damar daralması tedavi edilirse, hastaların normal yaşamlarına devam edebileceğini sözlerine ekledi.